MESCİDİ CUMA:
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Medine’ye gelirken durduğu Rânunâ denilen yerde, öğle namazı vakti gelmişti. Burada yanında bulunanlarla birlikte Cuma namazı kıldı ve hutbe okudu. Peygamberimizin ilk defa kıldığı Cuma namazı budur. İlk okuduğu hutbe de burada okuduğu hutbedir. Şimdi bu yerde “Mesci-i Cuma” adıyla büyük bir cami bulunmaktadır.
MESCİD-İ KIBLETEYN;
İslam’ın ilk yıllarında namazlar, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya doğru kılınıyordu. Peygamber Efendimiz Kıble’nin Kâbe olmasını, yani namazların Kâbe’ye dönülerek kılınmasını çok arzu ediyor ve bu konuda Allah’tan gelecek emri bekliyordu. Hicretten 18 ay kadar sonra, Şaban ayının 15. günü (Berat Kandilinde) Hz. Peygamber’e, inen âyet-i kerimeden sonra, Hz. Peygamber, namazı bozmadan hemen Kâbe istikametine döndü, cemaat de saflarıyla birlikte döndüler. Böylece Kudüs’e doğru başlanan namazın son iki rekatı Kâbe’ye yönelerek tamamlandı. İşte bu bakımdan bu mescide Mescid-i Kıbleteyn (İki Kıbleli Mescid) denirBu mescidin yerinde şimdi büyük bir cami yapılmıştır. Bu camii ziyaret edilerek iki veya dört rekat Tahiyyet’ül-Mescid namazı kılınması ve dua edilmesi güzel olur.
KUBA MESCİDİ :
Peygamberimiz Hz. Muhammed, Mekke’den Medine’ye hicret ederken, Medine’ye 5 km. mesafede bulunan Kuba’da 14 gün kalmıştı. Bu süre içinde Peygamberimiz orada bir mescid inşa etti ve burada namaz kıldı. İslâm âleminde cemaatle namaz kılınmak için yapılan ilk mescid budur.Kuba Mescidini ziyaret etmek ve burada iki veya dört rekat namaz kılmak müstehaptır. Bu mescidin ziyareti ile ilgili olarak Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Kim evinde güzelce temizlenip abdest aldıktan sonra, başka maksatla değil de sadece namaz kılmak için Kuba Mescidine giderse umre sevabı alır.”Hz. Peygamber sağlığında, Cumartesi günleri Kuba Mescidini ziyaret eder ve burada namaz kılardı.
UHUD ŞEHİTLİĞİ:
Uhud, Medine’nin 5 km. kadar kuzeyinde bir dağın adıdır. Hicretin üçüncü yılında (M.625) İslam’ın yayılması sırasında hayatını kaybeden Peygamberimizin amcası ve şehidlerin efendisi Hz.Hamza ve 70 sahabenin kabirleri burada bulunmaktadır. Hz.Peygamber, her yıl Uhud şehitlerini ziyaret eder ve onlara dua ederdiUhud şehitlerini ziyaret etmek de müstehaptır. Uhud şehitleri de ziyaret edilirken selâm verilir ve dua edilir. Arzu edenler Dua kitabındaki “Mezarlık ziyaretinde okunacak selam ve duayı ” okuyabilirler
MESCİD-İ SEB’A:
Hendek savaşının cereyan ettiği bu yere birbirlerine yakın küçük yedi mescid yapılmıştır.
MESCİD-İ NEBEVİ’NİN FAZİLETİ
Hz. Peygamber (s.a.v.) in Medine’ye hicretinden hemen sonraashab›yla birlikte inşa ettiği ve Mescid-i Nebevî yahut Mescid-i Resül diye an›lan Medine Mescidi, Mescid-i Haram veMescid-i Aksa’dan sonra yer yüzündeki en faziletli mescittir.Resülüllah’›n kabr-i şerifi de Mescid’in doğu yönünde bulunanhücrede yer almaktad›r. Mescid’in genişletilmesi sebebi ile günümüzdebu hücre mescidin içinde kalm›şt›r. Hz. Ebubekir ileHz. Ömer’in kabirleri de ayn› yerdedir.Resülüllah Efendimiz,“Mescid-i Haram, benim şu mecidim (Mescid-i Nebi) ve Mecid-i Aksa’dan başka hiç bir mescid için (namaz k›lmak, ibadet etmek maksadi ile) yolculuk yapmak uygun olmaz” anlamındaki hadisi şerifi ile, Mecscid-i Nebi’yi ziyaretin ve orada ibadetetmenin faziletini ifade buyurmuştur. Yine,“Benim şu mescidimde k›l›nan bir vakit namaz, Mescid-i Haramd›ş›ndaki diğer mescitlerde kılınacak bin vakit namaza denktir” anlamındaki hadisi ile de bu mescid-i şerifin faziletinidile getirmiştir.
PEYGAMBERİMİZİN KABRİNİ ZİYARETİN HÜKMÜ
Peygamberimizin kabrini ziyaret etmek menduptur. Şu hadisişeriflerde kabrinin ziyaret edilmesi tavsiye ve teşvik edilmiştir:“Kim kabrimi ziyaret ederse ona şefaatim vacip olur”“Kim hac yapar da ölümümden sonra kabrimi ziyaret ederse,beni hayat›mda ziyaret etmiş gibi olur.”Bu hadisi şerifler ve benzerlerinden hareketle her devirdeİslâm bilginleri Resülüllah’›n kabr-i şerifini ziyaret etmenin enfaziletli menduplardan biri olduğunu ifade etmişler, hatta Hanefi bilginlerinden bazıları gücü yerinde olanlar için, bu ziyaretinvacip derecesine yaklaşan bir sünnet olduğunu söylemişlerdir.
MESCİD-İ NEBEVİ’Yİ VE PEYGAMBERİMİZİNKABRİNİ ZİYARETİN ÂDÂBI
Resülülla Efendimiz,“Bir kimse bana selam verince Allah bana ruhumu iade eder,ben de o kimsenin selamını alır, ona karşılık veririm” buyurmuştur.Peygamber Efendimizi ziyaret etmeğe niyet eden kimse,mescidini ziyaret etmeğe niyet eder ve bu ziyaret ile Allah’ın rı-zasını kazanmayı amaçlar.Yolculuğu s›ras›nda her zamankindendaha çok salat-ü selam getirir. Medine’ye yaklaşıp Mescid-i Nebiyive civarını görünce salat-ü selam› daha da arttırır ve“Ey Allah’ım! Bu, Peygamber’inin haremidir. Onu benimhakk›mda cehennem ateşinden, azaptan ve kötü hesaptan korunmavesilesi kıl” diye dua eder. Mümkünse Medine’ye girdiğindegusleder veya abdest alır. Temiz elbiseler giyinir, güzel koku sürünür,Mescide ulaştığında,“Allah’›n adıyla ve Resülullah’›n dini üzere (bu ziyareti yap›-yorum) Ey Rabbim, (gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içindegirmemi sağla. Ç›kacağ›m yerden de beni doğruluk ve esenlikiçinde çıkar. Kat›ndan bana yardımcı bir kuvvet ver” Ey Allah’›m! Peygamber’in Muhammed’e ve onun aile fertlerine salâtve selam et. Günahlarımı bağışla, rahmet ve ihsanının kapıları-nı bana aç” diye dua eder. Sağ adımını atarak tevazu ve saygı ileiçeriye girer. Kerahet vakti değilse iki rekat tahiyyetül mescid namazıkılar. Bu namazı mümkünse, Hz.Peygamberin kabrinin bulunduğuhücre ile minberinin arasında bulunan ve “Ravza-i Mutahhare”diye anılan yerde, değilse mescidin uygun bir yerindekılar. Resülullah (s.a.v.)“Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir,minberim de (Kevser) Havuzumun üzerindedir”buyurmuştur.Tahiyyetülmescid namazını kıldıktan sonra, bu nimete ulaştı-ğı için şükür secdesi yapar veya iki rekat şükür namazı kılar,sonra kabr-i şerife doğru ilerler,Peygamber Efendimiz’in mübarekbaşı hizasına gelince iki metre kadar mesafede yüzü kabre,sırtı kıbleye dönük olarak durur. Resülüllah’ın kendisini gördüğü,söylediklerini işittiği, kendisine muka’belede bulunacağ› bilincive duasının kabul edileceği inancı ile şöyle selam verir ve
Cuma Mescidi
Mus’ab bin Umeyr ve Es’ad bin Zürâra Radıyallahu anhume Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) in Medine’ye hicretinden önce Medinede ki Müslümanlarla beraber Cuma namazını kılarlardı. . Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) hicretin ilk günlerinde Kuba mescidini inşa ettikten sonra Medine-i Münevvere ye hareket ettiğinde Beni Sâlim kabilesinin içinden geçerken kabile halkı Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)i bırakmadılar. İkramda bulundular. Bu arada Cuma günü öğle namazı vakti girdi. Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) burada ilk Cuma namazını kıldırdı. Bundan dolayı buraya Cuma mescidi dendi.Bu mescide “Âtike” veya Beni Sâlim kabilesi içerisinde olduğu için “Beni Sâlim” mescidi de denir. Ayrıca mescidi “vadi” de denir çünkü bu mescid “Ranuna vadisi”nin içerisindedir Bu mescid 1990 lı yıllarda yeniden yapıldı. Türk mimarisini andıran yapısıyla arzı endam eden bu mescid kuba mescinin bir km.kuzeyine düşmektedir. Mimarı Mahmut Kirazoğlu dur.
Ebî Zer Mescidi
Mescid-i Nebevînin 900 m. Kuzeyine düşen bu mescide Ebu Zer mescidi dendiği gibi secde mescidi de denir. Abdurrahman bin Avf diyor ki Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bu noktada kıbleye yöneldi ve secdeye kapandı secdeyi çok uzattı. Kalkınca ya rasullellah secdenizi çok uzatınca korktum Allah ruhunuzu aldı zannettim dedim. Oda bana Cibril geldi ve şu müjdeyi verdi. “Allah c.c. sana kim salat ederse ben de ona salat ederim, kim selam verirse ben de ona selam veririm” buyuruyor deyince ben de Allaha şükür secdesi yaptım. buyurdular. Bu mescide şükür mescidi de denir.
İcâbe Mescid
Sahihi Müslimde rivayet edilen bir hadisi şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyuruyorlar: “rabbime üç duada bulundum bunlardan ikisini kabul etti birini etmedi. Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim kabul etti. Yine rabbimden ümmetimi tufanla helak etmemesini istedim bunu da kabul etti. Birde ümmetimi kendi içinde bölmemesini, bir birine düşürmemesini istedim bunu kabul etmedi.” Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bu duayı bu mescidin bulunduğu yerde yapmıştır bundan dolayı bu mescide duanın kabul olması manasına icabe mescidi denmiştir. Ayrıca bu mescid beni muaviye kabilesinin içinde olduğu için Benî Muaviye mescidi de denmiştir. Ancak bu gün icabe mescidi diye anılmaktır.Bu mescid bu gün şarii sittin denilen cadde üzerinde bulunmaktadır. Binası yenilenerek genişletilmiştir. Mesahası takriben 1000m² dir.