Kabir ziyaretinin, ölü ve ziyarette bulunan kimse için iki ayrı yönü vardır. Kabir ziyaretinde bulunan kimse, hem ölüye duada bulunur hem de dünya hayatının fani oluşunu idrâk eder. Kabirde bulunan kişinin bir zamanlar kendisi gibi sağ olduğunu, hayalleri ve emelleri olduğu, belki de bunlardan pek çoğunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan öldüğünü, aynı âkıbetin kendisini de beklediğini düşünmeye vesile olur, âhireti hatırlar. Ölüye dua ve istiğfarda bulunur. Bu da ölüye sevab kazandırır. Kabir ziyareti esnasında şu dua okunabilir:
Okunuşu:
“Esselâmu ‘aleykum yâ ehlel-kubûr.
Yağfirullâhu lenâ ve leküm.
Entüm selefünâ ve nahnü bil-eseri.
Ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn.
Esselâmu ‘aleyküm dâre kavmin mü’minîn
Ve etâküm mâ tû’adûne ğaden müeccelûn.
Ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn.
Allâhümmağfir liehli bakî’ıl-ğarkad.
Esselâmu ‘aleyküm ehled-diyâri minel-mü’minîne vel-müslimîne ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn.
Es’elullâhü lenâ ve lekümül-‘âfiyeh.
Anlamı: “Ey kabir topluluğu! Allah’ın selamı üzerinize olsun. Allah sizi ve bizi bağışlasın. Siz bizim öncülerimizsiniz. Biz de inşaallah size katılacağız.” (Tirmizî, Cenaiz, 59; İbn Mâce, Cenâiz, 36)
“Ey müminlerin yurdu, Allah’ın selamı üzerinize olsun. Size vadedilen ölüm geldi, bize de yakında gelecektir. İnşaallah biz de arkanızdan geleceğiz. Allahım! Burada yatanları bağışla” (Müslim, Cenaiz, 35/103)
“Ey müminlerin yurdu, size selam olsun. İnşaallah biz de size kavuşacağız. Allah’tan bizler ve sizler için afiyet dilerim” (Müslim Cenaiz, 35/104)